2021’de Faiz Politikasının Etkileri ve Ekonomiye Yansımaları
Geçtiğimiz yıl, ekonomi yönetiminin ”faiz” politikasında değişiklik yapması, halen etkisini sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Kasım 2021’de faizle ilgili yaptığı açıklamada, “Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadele mi de sürdüreceğim.” ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan’ın bu açıklamalarıyla birlikte faizlerde indirim beklentisi oluşmuş ve Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine Nurettin Nebati getirilmişti. Ancak, Türk lirasının değer kaybına neden olacak Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulaması, 21 Aralık 2021’de Nebati tarafından duyurulmuştu. Bunun sonucunda yaşanan gelişmeler ile döviz kuru yükseldi, Türk lirası değer kaybetti ve enflasyon yıllık bazda yüzde 80’lere yükseldi.
İktidarın faiz politikası, alım gücünün düşmesi ve maliyetlerin artması sonucunda vatandaşları bankalara ve kredilere yönlendirdi. Bankalardaki toplam kredilerin 2024 yılında 15,6 trilyon TL’ye ulaşması beklenirken, 2023 yılında ise kredilerin toplam tutarı 11,2 trilyon TL düzeyinde gerçekleşti. Böylelikle, kredilerde yüzde 37,7’lik bir artış yaşandı.
Türkiye Bankalar Birliği’nin 2024 yılı verilerine göre, ihtisas kredileri 1,2 trilyon TL’ye yükseldi ve ihtisas dışı krediler ise 14,3 trilyon TL’ye çıktı. Aynı dönemde toplam mevduatlar yüzde 28,6 artarak 18,3 trilyon TL’ye ulaştı.
Kredilerin dağılımına bakıldığında, ihtisas kredilerinde en yüksek tutar 835.2 milyar TL ile tarım kredilerine ayrıldı. Tarım kredilerini sırasıyla; diğer krediler, gayrimenkul kredileri ve turizm kredileri takip etti.
İller Bankası A.Ş’nin verilerine göre, 2024 yılında belediyelere sağlanan krediler 75.8 milyar TL düzeyine yükseldi. Bu rakam, önceki yıla kıyasla artış gösterdi.